Açıkçası bilgisayarda yazmaya hala alışamadım. Eğer edebi bir şeyler yazacaksam kağıda yazmalıyım ben. Öyle kalemi hissetmeliyim, kağıda dokunmalıyım gibi manevi nedenlerden değil. Son günlerde hiç manevi şeylerle aram yok zaten. Boyuna mantık, boyuna somutluk… Böyle geçiyor günlerim. Hayallerim, hayal olmaktan çıktılar. Daha doğrusu hayal bile kurmuyorum artık, yalnızca kendi yazdığım masalları anlatıyorum kendime. İşte öyle saçma bir şeyler. Neyse bunları boş verelim.
Yapmam gerekenleri kağıda yazmaya çalışmaktan bıktım. Bir halta yaramıyor çünkü. Buraya yazınca da bir halta yaramayacak gerçi ama olsun, bir de burayı deneyelim. Buraya kimse bilmediğinden her şeyi özgürce yazmaya karar verdim. En sevdiğim arkadaşıma üç yıl önce, yani tanıştığımız ilk gün kocaman bir yalan söyledim ve üç yıl geçti, bu yalan hala olduğu yerde. Artık devam ettirmek istemiyorum ama ne yapacağımı da bilmiyorum. Bana olan güveninin sarsılacağı apaçık, benden nefret bile edebilir, dahası benimle görüşmek istemeyebilir, beni hayatından da çıkarabilir. E, haklı ama. Haklı, yerden göğe kadar haklı. Ne yapacağım? Nasıl düzelteceğim? Ne söyleyeceğim? Bilmiyorum ki, hiç bilmiyorum, hiçbir şey bilmiyorum.
Küçüklüğümden beri kilo sıkıntım var, bu kilolardan artık kurtulmalıyım, bunu biliyorum. Daha önce diyete başladım ama hiç devamını getiremedim. Görünüm, özgüven için çok önemli bir etkendir, herkes bilir bunu ve yıllar ilerledikçe görünümüm nedeniyle benim özgüvenim de giderek düştü. Şu an sürünmeye yakın bir yerlerde ama hayırlısı. Eğer iyi vücut hatlarına sahip değilseniz, aslında yüzünüzün güzel olduğunu söyleyerek teselli edebilirsiniz kendinizi ve bu sadece teselli olmaz, gerçekten çevrenizdekiler de yüzünüzün güzel olduğunu söyleyip, iyi hissetmenizi sağlarlar ve/veya iyi kıyafetlerle, iyi bir bakımla fazla kilolarınızı siz de güzelce saklayabilirsiniz. Bunları yapabilen hem benim yaşlarımda, hem benden büyük pek çok hemcinsimle karşılaştım ama bana bunları yapabiliyor muyum yapamıyor muyum diye soracak olursanız; ben hiçbir şey yapamıyorum. Hem fazla kilolarım gerçekten fazlalar, hem yüzüm güzel değil, hem de bakım dediğimiz olay bende 0. Ama artık yeter, bu muhabbet zaten yeterince sıkıcı, daha da bahsedip kendimi sıkmayacağım. Neyse bir diyet listesi buldum netten, iyi bir şeye benziyor, umarım uygulayabilirim ve umarım sonuç alabilirim.
Başka?..
Ders çalışmam gerekiyor, seneye üniversite sınavına gireceğim. 9. ve 10. sınıf konularında çok çok çok büyük, devasa eksiklerim var. Üstelik bu sene de giderek zorlaşıyor konular ama ben öylece oturuyorum. Bugün mesela, hiç öyle doğru düzgün çalıştığımı söyleyemem. Oysa zaman giderek azalıyor, gün bulduğunu harcıyor ve ben hep yerimde sayıyorum. Hiç kımıldamıyorum, bir adım atmaya bile çalışmıyorum.
Kitap ta okumuyorum. Başka bir işe de yaramıyorum, yaramaya çalışmıyorum.
Ya biliyor musunuz, çok sıkıldım bu aptal hallerimden. Nedir yani istediğim, nedir yani beklediğim? Ne diye kendimi yırtıp duruyorum şunca zamandır? Daha mutsuz, daha ağlak, daha depresif uzuuuuun mu uzun günler geçirdim zamanında. Şu anki saçma salak hallerimi ‘rahat batması’ olarak adlandırabilir miyim yani? Sanırım evet. Çünkü odamdan çıkmak istemediğim, sürekli aklıma düşen görüntüler ve sesler nedeniyle ders çalışmaya konsantre olamadığım nice günlerimi bilirim. Amaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaan neyse, ne be. Bıktım cidden bu salak hallerimden. Azıcık şükredeyim be, azıcık mutlu olmaya çalışayım. Yok ama, illa sorun illa sorun. Tembelim işte, tembelin önde gideniyim. En büyük sorunum da bu tembellik. Ay neyse.
Bunu gidermek için de yeni bir yöntem denemeye karar verdim. ^^ Bir öğrenci için aptalca belki ama benim çalışmaya ihtiyacım var ve çalışana, yola gelene kadar da kendim üzerimde her yolu deneyeceğim.
Neyse, yeni yolumuzsa şu:Her hafta, mesela bu hafta 700 soru koyacağım önüme, bu 700 soru çözülecek diyeceğim ve her hafta pazar günü annem kontrol edecek sorularımı. Kızlar açıkçası önlem almazsam ayvayı yiyeceğim bunu çok iyi biliyorum. Bu yüzden birilerinin benim için önlem almasını beklemek yerine, kendi önlemimi kendim alayım bin kat daha iyi, değil mi? Evet, iyi.
Neyse artık.
Çok sıkıldım bu muhabbetlerden. Yepyeni şeylerden bahsetmek istiyorum. Bu yazımda mı bahsetsem diye şöyle bir düşündüm ama ııı, o yepyeni güzel şeyleri bu kirli yazımda siyahlaştırmak istemiyorum. Yalnız yepyeni şeyler dediğimde altı üstü iki şarkı, K-Pop vırt zırt falan filan işte.
Aman neyse.
Bu iç karartıcı yazı da böyle bitsin.