Ben Buradayım

Birkaç hafta oluyor sanırım bu bloğu açalı. İlk yazım bugüne kısmetmiş. Çok vaktim yok aslında.  Boğazımda tarif edemediğim bir şey var, acıyor böyle. Biraz da yorgunum, bir de yeterince uyumadım dün gece, geç yattım. Okulda evde bulacağıma inandığım şehriyeli tavuk salatasıyla kendime moral verdim ama eve gelince ne şehriye ne tavuk… İnsan üzülüyor tabii.  Neyse. Okuldan gelince şehriyeli tavuk salatamı bulamadım ama koridorda beni bekleyen kitaplığımızla karşılaştım ve bir “Abooo” çektim, büyük ve hayli sevimli göründü kereta gözüme.  Hanfendiyi bu akşam benim odama yerleştireceğiz inşaallah. Meltem bana küstü ama ne yalan söyleyeyim, özür konuşmamı yaptım ve the end benim için artık. Daha fazla üsteleyemeyeceğim maalesef. Buna ne ruhum, ne kalbim,  ne de mantığım el veriyor.  Ona gerizekalı demiştim bir kere ve bir kere “Ağzının üstüne yapıştırıcam  şimdi bir tane” demiştim, sonra ikisinin ardından özür de dilemiştim, o da beni affetmiş görünmüştü. Konuşmuştuk, bugün de konuşuyorduk ama herhalde bu sefer de … hakkında ona şiddetli katılmadığımdan dolayı böyle alındı. Maalesef. Meltem’i üzmek beni üzmüyor. Eh, çok açık ve çok gaddarım belki ama böyle. Bir insanı ve iyi bir arkadaşı üzmenin yanlış olduğunu bildiğimden -bunun için samimi bir özür diledim,  çok özür diledim- ama o umarsamadı, ötesini de yapamam ben artık. Meltem, benim için bir Damla, bir Hanife, bir Merve, Beyza ya da Mehtap değil çünkü. Neyse günlük gibi oldu bu. Nasıl başlangıç yazıysa artık. Ne yapak bacım, gaderim böyleymiş didim ağladım. Ciddi günlük gibi oldu la. Ben bugün günlük yazmam artık, burada yazılı zaten.

Bugünlük gidiyom, böyle başlangıç yazısını öperim ben zaten.

Daha iyi yazılar yazacağım inşaallah. Çok öptüm falan filan, vırt zırt… See u girls!

Yorum bırakın